23 Kasım 2014 Pazar

Gece Kokan Çicek Adı ŞEBBOY'muş...

Mahallemizde  trafiğe kapalı güzel bir cadde vardır, o caddede hep aynı sarı evin merdivenlerinde çiçek satan güler yüzlü karı kocadır onlar.. Çok değil birkaç kez nergis almışlığım vardır kendilerinden. Haa bir de bu sene ilk kez gidip kokinamı (yılbaşı çiçeği) onlardan aldım. Âdetmiş ya, uğur getireceğine inandığınız,  sevdiğiniz  bir kişi size yılbaşı gelmeden önce kokina alırsa bütün seneniz uğurlu geçermiş. İş yerinde yapardık bu ritüeli, işten ayrıldım, evde çalışıyorum diye bozmadım bu sene de geleneği. Mahallemizdeki en sevdiğim arkadaşımı tuttuğum gibi kolundan, götürdüm bizim çiçekçiye yılbaşına bir gün kala.. Birbirimize kokina aldık, âdet de yerini bulmuş oldu. O gün nasıl da gülmüştü halimize çiçekçi, çocuklar gibi şendik...-

Neyse işte bugün yine geçiyordum önlerinden, daha önce hiç görmediğim harika çiçeklerle  karşılaştım. Saat de öğleden sonra 3'e geliyordu.

“Abi al bir çiçek de siftah yapalım” dedi, adını bilmediğim ama hep gülümseyip selamlaştığım çiçekçi..
Bunlar harikaymış, adları ne?” dedim.
Şebboy” dedi, kokladım, şebboylar adı gibi güzel kokuyordu. Eve gelince araştırdım biraz; Farsça şeb (gece) ve buy (koku) sözcüklerinin birleşimi, yani gece kokan  demekmiş şebboy... Geceler böyle koksa ne savaş kalırdı ne de cinayet diye düşündüm kendi kendime.


icki sisesinde sebboylar


 “Ama bunlar çok uzunmuş” dediğimde, “keserim abi” dedi. O arada sordum fiyatını,
12 TL ama sana 10 TL olur abi “ dedi bizim çiçekçi..
Ben de “Ooo çok pahalıymış, ben 5 TL falandır diye düşünmüştüm, vazgeçtim” dedim, cimriliğim tuttu nedense.. 
Abi gitme dur, 8 TL olur” dedi güler yüzlü çiçekçi. Gerçekten de pazarlık yapmak gibi bir derdim yoktu; şebboylar harika görünüyorlardı ama ucuz olsunlar istiyordum. Domates 5 lira, ananas 9 lira, herşey pahalı pahalı.. Mesela bugün Kabalcı Kitabevi'ndeki fırsat köşesinden daha önce okumadığım, Stendhal'ın meşhur Parma Manastırı adlı 560 sayfalık, kullanılmamış kitabı 3 liraya aldığımda nasıl da mutlu olmuştum.

 Güzelliklerin sembolik paralara satılması beni hep mutlu etmiştir. 

Para denilen nesnenin olmadığı bir dünyada, herkesin eşitlendiği bir dünyada, şebboyların bedava olduğu bir dünyada yaşamalıydım ben..

Hayallere ve Thomas Moore Ütopya'sına kadar gitmeden konumuza döneyim..

Başka sefere artık “ dedim ve tam uzaklaşmaya başlamıştım ki bizim çiçekçi yetişti arkamdan: “Kiminin parası, kiminin duası. Hadi abi siftah yapalım, tamam, sana 5 lira bu şebboylar, kısaltıyorum boylarını bak istediğin gibi” dedi.
 Nasıl sevindim, nasıl sevindim sormayın. İşte bu küçük mutluluklar, tanıdık yüzlerdir şehrin göbeğinde, sade bir apartmanda oturuşumun neden. İşte bu yüzdendir hiç sevmem çok katlı sitelerde robot gibi yaşamayı..

 “Ayağım uğurludur, aman helal edin” diyordum ki, elimdeki harika şebboylara sevgiyle bakan bir kadın yaklaştı yanımıza.. 
Bakın ne kadar şahane kokuyorlar"  diye uzattım kadına buketimi. İtiraf edeyim, her ne kadar ütopyalara inansam da  biraz utanmıştım çiçekçinin yaptığı indirimden.  Kadın “tamam" dedi, "verin 2 demet,” sonra da sordu, “kaç lira?
 Benim çiçekçi beni göstererek  “Abiya da 10 TL dan verdim, size de 10 TL  olur" dedi, gözüme kaçamakça bakarken, yüzü aydınlanmıştı. 
Eh gördüğünüz gibi ayağımı da sürüdüğüme göre artık gidebilirim” dedim çiçekçiye ve içim mutlulukla dolarak geldim evime.

Bende uzun çiçeklere uygun vazo ne gezer, dolapta meğerse bugünler için beklettiğim boş "Baileys" şişeleri ve bir de arjantin bira bardağı buldum..

Uyduruk vazoda da olsalar baksanıza ne kadar güzeller..

Bu şebboylar ki, mahallemizin güler yüzlü çiçekçileri gibi azla yetinmeyi bilenlerin elbette bir gün yüzlerinin güleceğini, bazen esnek olmanın çok daha kazançlı olduğunu hatırlattılar bana..

Bu şebboylar ki gönülden isteyince bir şeylerin olabileceğini kanıtladılar; ki çok istemiştim benden sonra birilerinin çiçek almasını ve bizimkilerin kazanmasını..

Bu şebboylar ki, 5 lira ile gelen mutluluğun paha biçilemez olduğunu bir kez daha gösterdiler...

Bu şebboylar ki, vazo çirkin olsa da çiçeğin özündeki güzelliğin ön planda olduğuna gözlerimle şahitlik ettirdiler bana..

Bu şebboylar ki, yaşadığım  mahalleyi ne kadar sevdiğimi bir kez daha duyumsattılar..
....................................

Ne kadar da özlemişim pozitif olma günlerini kaç zamandır yaşanan gerginliklerden sonra,  nasıl da mutlu oldum böyle..

Paylaşayım dedim sizinle de, belki size de bulaşır mutluluğumun enerjisi ☺

Günleriniz ve geceleriniz hep güzel koksun..

şebboylu yaşamlarınız olsun sevgilerimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder